20 Ocak 2014 Pazartesi

Gravity (2013) Filmi ile ilgili bana mantıksız gelenler:

Bu mantık hatalarını sıralarken ahkam kesmiyorum. BANA mantık dışı gelen şeyler diye ÖZELLİKLE belirtmek isterim. Doğrusunu bilmek adına sıralıyor olacağım...
(Ki bu bütün omurgayı oluşturan bir mantık hatasıdır)
NORAD bir Rus uydusunun bir füzeyle vurulduğunu bildirir. Gördüğümüz, bildiğimiz kadarıyla etkilenen 4 uydu var. Birincisi vurulan Rus uydusu, 2. si Kowalski ve ekibinin bulunduğu Amerika Uydusu, 3. bir Rus uydusu daha ve Çin uydusu. Forumda bir kaç arkadaş da değindi bu duruma. Uluslararası bir uzay sahasında öyle Afganistan'daki peşmergeler gibi haldı huldur elinizde füzeyle bir uyduyu pörtletemezsiniz! Eminim ki bunun kuralları vardır. Hadi diyelim Ruslar sklemedi ve yardırdı füzeyi ve patlattı uydularını (bunu füze kullanmadan yörünge dışına iterek uzay boşluğuna gönderebiliyorlar diye biliyiroum), hadi diyelim böyle oldu.. Houston der ki bu moloz yığını size saatte 20.000 mil/saat (yanlışım varsa düzeltin) yani 12.500 Km/saat hızla size doğru geliyor! Arkadaşım heeeyy.. Bir daha oku.. 12.500 Km/saat!! Bu hızla önünde hiç bir şeyi bırakmaz içinden geçer kanımca. ve nedense farkettiniz mi bilmiyorum ama önce Rus istasyonuna geçiliyor ancak oraya varıldığında molozlar denk geliyor, ordan ayrılıyor Çin'e biniyor, bu molozlar hopp ordalar.. Yani öncesinde değil R.Stone ablamızla senkron. Öyle ya aksi halde nasıl aksiyon olabilir allaan uzayında?! Dönelim 12.500 Km/saate. Hadi dünyanın çevresinin uzunluğu 40.000 km alalım. Uydu yörüngelerinin farkı ne kadardır bilemiyorum birazdan yapacağım hesapta bunu tolere ederiz belki... 12.500 Km/saat hızla molozlar geliyor. Saatte 12.500 Km yapabiliyorlarsa dünyanın çevresini yaklaşık 3,5 - 4 saat civarında katedebilmeliler. Şimdi bu durumda uydu yörüngesi ile daha geniş bir dairemiz olduğundan bu döngü asla ve asla 4 saatin altında olmamalı. Ancak Kowalski'ye verilen bilgiler ışığında saatlerimizi 90 dk. ayarlıyoruz! Bu arada Houston aşağıda ne yapıyor bilmiyorum ama sanırım kahve molasındalar ki hesaplamaları bir türlü tutmuyor! "Mevcut debris yörüngesi sizin yörüngenizle çakışmıyor." diyerek tam bir kolpacılık yapıyor! Lan yoksa paralel Houston'mu var?! Tam 3 film dakikası sonra "lan bizim ceyms yanlış hesaplamış Füze çarpışmasından gelen moloz bir zincir reaksiyona neden oldu, Başka bir uyduyu vurdu (bu 5. uydu olabilir) ve yeni bir moloz oluşturdu, sizin irtifanıza doğru yüksek hızlı bir mermiden daha hızlı ilerliyor." diyor! ve ekliyor: "anlaşıldı mı?" Anlaşılmadı Hüstın anlaşılmadı!

Ahaa kontrol ederken bir bomba daha buldum! Hüstın ilk uyarılarında molozlar 20.000 Mil/saat hızla.. diyor, ilerde Kowalski "hadi saatlerimizi 90dk. ya ayarlayalım" dediğinde R.Stone "neden?" diye sorunca Kowalski "Houston molozun hızını 50,000 mil/saat olarak belirledi" diyor!!! Kowalski 30.000 mil/saat ekleme yapmış... Olsun!

Off uzun oluyor sıkıldım.. Deymeyecek gibi geldi. Bir de kısaca o uydu senin bu uydu benim dolaşan R.Stone daha kendi uydusuna bile hakim değilken; önce Rusça bir el klavuzu ile rusların Soyuz mekiğini kullanıyor, sonra Çince kontrol paneli olan Çin'lilerin Shenzou Mekiğini!
Son olarak Kowalski'nin hayali gelir ve "Shenzou Mekiğininin yumuşak iniş jetlerini denesene pek bir güzel oluyor o jetler" der. Bir de "iniş kalkıştır" filan! İnişte çarpmaya 3m kala ters itki yapan yumuşak jetleri dünyaya dönmek için itki gücü olarak kullandın. Hadi bunların yönünü görmedik, bilmiyoruz filan yedirdin! Peki inerken 3m kala yumuşak jetlerle yumuşatamadığın o güzelim mekik ve içindekiler ne olur? "Paraşütü vardı ya görmedin mi kör?!" filan demeyin, paraşütsüz uçarım!
Hadi diyelim yumuşak iniş yaptı allahın izniyle filan.. lan neden su yüzeyinde durmuyor da içine su alıyor meret! Adam onca yoldan gelmiş, ölümlerden dönmüş... Reva mı bu?!
Yine burada bir arkadaş söylediydi, astronotlar uzun uzay yolculuklarından sonra pestile dönerler, adaptasyon süreci uzun ve sıkıntılı olur filan diye.. Bunu da belirtmiş olayım.. Ööle çıkar çıkmaz yüzmeler, yürümeler filan?

Aha! Bir de Shenzou mekiğinde düğmelerin yerini bilemezken "o piti piti, hangi düğmeydi karamela sepeti" deyişine ne demeli!


Son olarak "öldürmeyen allah öldürmüyor!"

Bitirdim!

Lütfen polemik yapmadan yanlışlarımı söyleyin... Alfonso Cuarón birinin akrabası ise ona polemik serbest!
Saygılar...

2 Ocak 2014 Perşembe

NTV - 2013 Olaylar Derlemesi



NTV - Keşifler ve İcatlar 2013 Derlemesi


NTV - Olaylar ve İnsanlar 2013 Derlemesi


Yaş Hikayesi - Özdemir Asaf


YAŞ 5
Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.

YAŞ 7
Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.

YAŞ 12
Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.

YAŞ 13
Annemle babamın elele tutusmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.

YAŞ 15
Bazan hayvanların kalbimi insanlardan daha fazla ısıttığını öğrendim.

YAŞ 18
İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıstırap ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.

YAŞ 24
Aşkın kalbimi kırabileceğini ama buna değer olduğunu öğrendim.

YAŞ 33
Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.

YAŞ 36
Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.

YAŞ 38
Eşimin beni hala sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.

YAŞ 41
Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.

YAŞ 44
Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim..

YAŞ 46
Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.

YAŞ 49
Herhangi bir işi yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim.

YAŞ 50
Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.

YAŞ 53
İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.

YAŞ 55
Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.

YAŞ 64
Mutluluğun parfum gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.

YAŞ 70
İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.

YAŞ 82
Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına basağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.

YAŞ 90
Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.

ve YAŞ 95
Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.

"Dün sabaha karşı kendimle konuştum.Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı.Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum"

Özdemir ASAF