16 Haziran 2015 Salı

Çocuk Gelişiminde Babanın Rolü


1957’de Nobel Edebiyat ödülünü alan Albert Camus’un güzel bir sözüyle yazıma başlamak istiyorum;
“Şimdi her şeyi yitirdiğim bir anda, gücünden dolayı değil, tam tersine otoritesinden dolayı bana biri yol göstersin, beni azarlasın, övsün istediğimde babamı arıyorum.”
Aile, toplumun en küçük birimidir ve anne-baba-çocuklardan oluşur.  BABA ailenin temel direği; esas olarak evi geçindiren, ailesini kötülüklerden ve zorluklardan koruyan çok önemli bir  “KAHRAMAN”dır. Bu kahraman uzun yıllar boyunca kız ve erkek çocuklar için ayrı anlamlar ifade etmesine rağmen hep vazgeçilmez bir kişidir.
Babanın varlığı evdekilere güven verir, çoğu zaman da biraz çekinmeyle karışık saygı görür. Geleneksel Türk aile yapısına baktığımızda baba; her şeye karışmayan, ağır, saygı duyulan, hatta korkulan, çocuklarıyla iletişimi yüz-göz olmak şeklinde algılayan, çocuklarıyla ilgili kararlarda ve olaylarda asla ön plana çıkmayan, genelde anneyi aracı olarak kullanan bir figür olarak karşımıza çıkar.
  1. 20. yüzyılda kadınlık bir evrim geçirmiş bu da kocaların ve babaların konumunu derinden sarsmış, büyük bir toplumsal değişikliğe gidilmeye başlanmıştır. Ama tüm bu değişikliklere rağmen çocuğun dünyasında babasının “koruyucu, kollayıcı, kahraman olma” rolü önemli bir rol olmaya devam etmektedir.
Ülkemizde yapılan araştırmalar BABALARIN;
  • √ Annelere oranla çocukları ile daha az iletişim kurduklarını, daha çok çocuklarıyla ilgili ileriye yönelik kararların alınmasında sorumluluk taşıdıklarını göstermektedir.
  • √ Genellikle önemsedikleri konuların başında; maddi bakımdan çocuğuna bakabilmek, sevgi-şefkat göstermek gelirken, çocukla oyun oynamak ve çocuğun günlük ihtiyaçlarını karşılamak üzücüdür ki daha az önemsenen konular arasındadır. Oysa bir babanın erkek modeli olarak çocukla oynayışı annenin oynayışından çok farklı olduğundan sağladığı katkı da oldukça farklı olacaktır.
  • √ Yine yapılan araştırmalar göstermektedir ki çocuğun hayatının ilk dönemlerinde babasının davranışlarının niteliği, daha sonraki dönemde çocuğun zihinsel işlevlerini etkilemektedir. Babanın aile içindeki varlığı ve etkin katılımcı tutumu çocukların, zihinsel gelişimindeki çözümleme becerisine, zekâ seviyesine, temel becerilerine, dil zekâsına ve akademik başarısına olumlu yönde etki eder. Baba (anneye oranla daha fazla) çocuğun bağımsız davranmasını, çevreyi keşfetmesini cesaretlendirici bir tutum içinde olduğundan, çocuğun zekâsını olumlu yönde yönlendirmektedir.
Çocuğun hayatının her noktasında anne kadar etkin olması, iletişim içinde olması babanın çocuğa verebileceği en önemli katkıdır!
Çocuğun kendi dünyasında yaşadığı sıkıntıları paylaşabileceği, karşılaştığı sorunlarla ilgili çözüm önerilerini korkmadan sorabileceği, yardımını ve desteğini koşulsuz hissettiği bir babasının olması çocuğun özgüvenini geliştiricidir.
 BABALIK ROLÜNE ANNENİN DESTEĞİ NASIL OLABİLİR?
Anne bebeği olacağını öğrendiği ilk andan itibaren bedenini bebeğiyle paylaşmaya başlar ve annelik meşguliyetine direkt girer. Oysaki  babanın babalık meşguliyeti daha geç başlamakta, var olan bir ilişkiye (anne-bebek ilişkisine) dahil olmak durumunda kalmaktadır. Babanın rolünü edinmesi anneye göre bir parça daha zordur ve daha fazla zaman alabilir. Bu bilgi annelerce kabul edilmesi gereken önemli bilgilerden biridir.
“BABA, ANNENİN GÖSTERDİĞİ YERDEDİR!” der
psikoanalist J. LACAN. 
  • > Baba-çocuk ilişkisine annenin de destek ve izin vermesi önemlidir.
  • > Annenin kocasına gösterdiği ilgi, çocuğun babasına gösterdiği ilgiye yol açar; babanın kullandığı iletişim yöntemleri, sınır koyma davranışları, anne tarafından kabullenildiği ve beğenildiği sürece çocuk tarafından da dikkate alınır ve babanın söyledikleri-yaptıkları değer bulur. Annenin, babayı çocuk ile olan ilişkisinde becerememekle suçlamaması, yetersiz hissettirmemesi, bunun yerine bu beraberliği desteklemesi baba çocuk ilişkisinin küçük yaşlardan itibaren gelişmesi açısından önemlidir.
  • > Bir çocuğun hayatında annenin ve babanın rolü farklıdır. Hiçbir ebeveyn bir diğerinin rolünü de taşıyabilecek güçte değildir, olmaya da çalışmamalıdır. Her ebeveyn kendi sınırı içinde çocuğun benlik algısını ve özgüvenini oluşturmasında destek vermelidir.
  • > Bazen aşırı baskın annelerin çocuklarıyla ilişkilerinde baba ilişkiye dahil olamayabilir. Bu durumda annenin geri çekilmesi, anne-baba-çocuk üçgeninin oluşmasına fırsat vermesi gerekmektedir.
Babanın eksikliği (burada fiziksel eksiklikten çok model olarak ve ailede verilen yer olarak kastedilmektedir) çocukta kayıp duygusunu yaratır.
Baba işlevinin yokluğunda maddi yetersizlikten daha önemli olan manevi kayıplar yaşanır ki bunların başında da güven eksikliği gelir. Çünkü çocuklar için (kız çocuk-erkek çocuk farketmez) baba = güven’dir. Bu ihtiyaç erkek rolünün tanınması ve olumlu bir hayat imajı için gereklidir.
Baba figürünün varlığı otoritenin varlığı demektir.  Evde, belli bir otoritenin olmayışı, otorite boşluğu yaratır. Çocuklar bu boşlukta bocalar ve hareketlerini ayarlayamayabilirler; dikkatleri dağılabilir, öğrenme problemleri-akademik başarısızlık gibi durumlar baş gösterebilir, yalan söyleme, saldırganlık gibi davranış sorunları yaşanabilir.
Otorite boşluğunda görülebilecek bir diğer durum “içe dönmedir”; çocukta sosyal hayata ve tanımadığı kişilere karşı mesafeli olma ve ürkek-çekingenlik oluşabilir. Güven eksikliği nedeniyle hayata dair bakış açıları olumsuzlaşabilir. Erkek çocuklarda abartılı erkeksi davranışlar gözlenebildiği gibi, efemine (kadınsı) davranışlar da görülebilir. Kız çocuklarda da benzer durum söz konusu olabilir.
Çocuklarıyla daha iyi bir iletişim kurmalarında babalara bir kaç öneri; 
  • – Çocukların dünyasında her şey SEVGİyle başlar; her koşulda, her yaşta sevdiğinizi çocuğunuza hissettirin!
  • – Ulaşılabilir olun; hem fiziksel, hem de duygusal olarak. – Kendinizi ulaşılmaz biri göstermek yerine, hatalarınızı da mizahi bir dille anlatarak sizin de hatalar yapan bir insan olduğunuzu ara ara gösterin!
  • – İhtiyacı olan yeterli zamanı ayırın, dinleyin, gerçekten ilgilenin! Özellikle de babasının yetersiz ilgisine ve ihmaline maruz kalan çocukların kişilik gelişimlerinin bir yönüyle yetersiz kalabileceği ihtimalini unutmayın.
  • – Çocuklarınızı kendinizle kıyaslamayın! Kıyaslamak çocuğun kendisini yetersiz hissetmesine neden olur.
  • – Çocuğunuzla iletişim kurmak için onun büyümesini beklemeyin. Çocuğunuzun doğumu ile birlikte onu ilk kucağınıza aldığınız andan itibaren iletişim başlamıştır unutmayın!
  • – Çocukların gelişim dönemleriyle ilgili bilgi sahibi olmanız onları anlamanızda işinize yaracaktır (2 yaş civarındaki bağımsızlaşmayla başlayan kriz dönemini, erkek çocuklarının babalarını önce rakip gördükleri, sonrasında ise hayran oldukları dönemleri…vb. bilgilere çok rahat ulaşabilirsiniz).
  • – Çocuklarınıza verdiğiniz sözleri tutmaya çalışın, tutamayacağınız sözleri asla vermeyin!
  • – Söyledikleriniz ile davranışlarınız arasında tutarlılık olmasına dikkat edin. Yemek yerken telefonunda arkadaşlarıyla mesajlaşan ergen kızınızı davranışından dolayı uyarırken, benzer davranışı bir sonraki yemekte siz sergilemeyin!
  • – İş yoğunluğu nedeni ile çocuğu ile geçirdiği vaktin uzunluğunu artıramayan babalar en azından çocukları ile geçirdikleri vaktin niteliğini artırabilirler.
  • – Özellikle ergenlik döneminde oğlunuzla/kızınızla iletişimi bırakmayın. Arkadaşlarını küçümseyip ‘saçını/kıyafetini beğenmedim, o çocuk tembel, onunla niye arkadaşlık ediyorsun’ gibi cümleler kurarak çocuğunuzu sizden uzaklaştıracak davranışlardan kaçının. Babalar ergenlik döneminde sınırların konmasına ve ergenin kendisini güvende hissetmesine yardım eder. Babanın rolü sadece sınırların belirlenmesi açısından değil, ergenin bağımsızlaşması, bireyselleşmesi açısından da büyük önem taşır unutmayın!
  • – Tavırlarınızda kesin, net, tutarlı olmakla birlikte çocuğunuzu anlamaya çalışın, inatlaşmayın. Ergenlik çağında erkekliklerini ispatlamak amacıyla babalarıyla çatışmaya girmek, sık görülen bir durumdur. Genç erkekler bu dönemde babalarının ve annelerinin desteğini isterler. Bu dönemde onlarla inatlaşmak, aşırı ve mantıksız yasaklarda diretmek inatlaşmalarına yol açar. İnatlaşma evden ve aile bağlarından uzaklaşma ile sonuçlanabilir.
  • – Beklentilerinizde gerçekçi olun! Çocuğunuza gerçekleştiremeyeceği büyük hedefler koyup, başaramadığı zaman da yetersizlik ve beceriksizlikle suçlamayın.
  • – Arkadaşça yaklaşan baba olun; oğlunuzla arkadaş olmayın, arkadaşça davranın. Ailelerin günümüzde en çok ‘çağdaş aileyiz’ tanımlamasıyla yaptıkları yanlışların başında anne baba kimliklerinden sıyrılıp arkadaşı gibi davranmaları gelmektedir.
  • – Despot baba olmaktan kaçının! Çocuğunuz üzerinde korkuya dayalı bir disiplin uygulamayın!
  • – Aşırı hoşgörülü baba; çocukluğunda eksikliğini duyduğu sevgi ve kabullenilme ihtiyacını, çocuğunun tüm isteklerini yerine getirerek telafi eden ve çocuğunun sevgisini bu şekilde kazanmaya çalışan babadır ki bu da çocuk için zararlıdır.
Psikolog Özlem Cennetoğlu


Berna Laçin'in Küba İzlenimleri (Fatih Altaylı'ya Cevaben)

Twitter’da: "F.Altaylı Küba'yı yerdiği yazısında 'patates yok' demiş!Bu da benim 'Küba'da neler yok' yazım! Darısı başımıza yokluklar" diyen Laçin, Küba'ya ilişkin daha önce kaleme aldığı yazısını paylaştı:

“Çocuğum ne olacak” korkusu yok
İnsanın çocuğu için endişelenmemesinden daha büyük zenginlik yoktur herhalde. Bu ülkede daha kadın hamileyken, devletin kurduğu  hamile merkezlerine gitme zorunluluğu var. 70’li yıllarda, hamile pilatesi başlatılmış bu merkezlerde, ayrıca çocuk bakımı için eğitim veriliyor. Doğan çocuk, devletin sayılıyor. Her tür sağlık ve eğitim hizmetini devlet karşılıyor. Eğitim de tabii ki eşit.
Sağlığın için endişelenmek yok
11 milyon nüfusluk küçük bir ada olan Küba, tıp alanında dünyada en üst sıralarda. Çocuk lösemisini yüzde 80 oranında tedavi edebilecek kadar ileriler. 30 bin doktor çalışıyor. Sadece kendi ülkelerine değil, tüm Güney Amerika ülkelerine sağlık hizmeti veriyorlar. Tabii ücretsiz!
Açlık yok
Devlet, karneyle her aileye ihtiyacı olan yiyeceği dağıtıyor. Tavuk, et, pirinç, patates, şeker... Kişi başı, karnı doyuracak miktar, devlet eliyle veriliyor. Elbette, çuval çuval değil. Örneğin; kişi başlı aylık 2 kilo kırmızı et veriliyor meselâ. Tavuk dersen o daha çok. Eh bizim ülkemizde asgari ücretle geçinen biri her ay kişi başı 2 kilo et yiyebiliyor mu acaba?!
İşsizlik yok
Devlet herkese iş veriyor. Ve maaşlar arasında yüzde 3’ten fazla fark bulunmuyor. Doktor olmuşsun, garson olmuşsun pek fark etmiyor.
Sokakta yatan evsiz yok
Bana en ilginç gelen bu oldu. “En gelişmiş” diye tanımladığımız ülkeler bile evsiz kaynarken Küba’da bir tane sokakta yatan insan yok.
“Kadına şiddet” yok!
Zaten genel olarak kavga-dövüş-bağırış-çığırış yok. Korna çalan bile yok. Hani, belediye suyuna sakinleştirici karıştırıyorlar diyeceğim ama belediye suyu da yok. Her yer doğal kaynak ve su fışkırıyor. Dönelim şiddete; elbette ufak tefek olaylar oluyormuş ama bir kadına hafifçe dokunmanın cezası bile 5 yıldan başladığı için belki de, öyle şiddete filan rastlanmıyormuş. Hele “karısını öldüren kocalar var mı” sorusunu sorduğumda, bana sapıkmışım gibi bakmaya başladılar. “Nereden aklına geliyor böyle şeyler” dedi bana genç bir Kübalı kadın.
Boşanma yok
Çünkü evlenme de yok. Kübalılar genellikle resmi evlilik tercih etmiyor çünkü ayrılmak isterlerse işlemlerle uğraşmak istemiyor. Resmi imzaya gerek duymuyorlar çünkü boşanma sırasında paylaşılacak mal, mülk kısaca nafaka-miras gibi kavramlar yok. Zaten her şey devletin.
Ter kokan kimse yok
Sabun-şampuan karneyle. Hepsi Küba malı. Fazladan almaya kalkarsan pahalı. Ama herkes tertemiz.
Eğlencesiz gün yok
Müzik ve dans her şeyleri. Sanki ibadet gibi. Her ân her yerde eğlence var. Sokaklarda, meydanlarda toplanıp, dans ediyorlar.
Tarlalarda organik olmayan gıda yok
Tavuk çiftliği yok meselâ. Bahçelerde yetişiyor tavuklar, ayağı toprağa değiyor. Tıpkı çocukluğumuzdaki tavuklar gibi lezzetli oluyor.
“Kazık yemek”  korkusu yok!
E her işletme devletin. Çalışanlar da devlet memuru. Ama bizdeki öğretmen evleri gelmesin aklınıza. Örneğin, Hilton Otel, Devrim sonrası olmuş Küba Özgürlük Oteli. En görkemli şovlar, en güzel caz kulüpler aslında hep devlet işletmesi. Ayrıca, Küba’da turistler de devlet koruması altında. Turiste zarar vermek en büyük suçlardan biri.
Para yok!
Evet para yok! Doktor, aylık 20 Euro karşılığı bir maaş alıyor. Hayır yanlış yazmadım; en yüksek maaş bizim paramızla aylık 60 lira. Az geldi değil mi! Şimdi “nasıl geçiniyorlar” diye düşünüyorsunuz. Ama işte elektrik de 0,50 kuruş. Ev kirası yok, sabundan yiyeceğe temel ihtiyaçlara para harcamak da yok. Hastane masrafı, eğitim masrafı yok! Çocuklara kalem almak bile yok. Lüks yok ama ihtiyaç da yok!
Reklâm tabelası yok
Asla yok. O yüzden Küba sokaklarını fotoğraflamak gibisi yok gerçekten.










11 Haziran 2015 Perşembe

Başarı Nedir?

3 yaşında başarı…
Donuna işememektir.
10 yaşında başarı…
Arkadaş bulabilmektir.
15 yaşında başarı…
Otomobil kullanabilmektir.
20 yaşında başarı…
Seks yapabilmektir.
30 yaşında başarı…
Para kazanabilmektir.
40 yaşında başarı…
Para harcayabilmektir.
50 yaşında başarı…
Para kazanabilmektir.
60 yaşında başarı…
Seks yapabilmektir.
70 yaşında başarı…
Otomobil kullanabilmektir.
75 yaşında başarı…
Arkadaş bulabilmektir.
80 yaşında başarı…
Donuna işememektir.

Fıtrat’tır bu.
Sadece insanı anlatmaz…

Doğan, büyüyen, hep güçlü olacağını düşünen, hep öyle kalacağını zanneden, hayatın kaçınılmaz gerçeğini unutanları da anlatır.

öğrenildiğinde Ufku İki Katına Çıkaran Şeyler

Amerika'daki zencilerin Afrikada'kilerden daha iri olma sebebinin doğal seçilim olduğunun aniden anlaşılması. 

köle olarak beyazlara satılan zenciler batı Afrika'da çok kötü şartlarda aylarca kafeslerde bekletilir, sonra yine aylarca süren boktan gemi bir yolculuğuna katlanırdı. Amerikada'ki ler işte tüm bu badireleri atlatalabilmiş olanlar, diğerleri öldü.

Arabalarda yön belirlemeye yarayan direksiyon'un ingilizce veya fransızca yön anlamına gelen direction'dan geldiğini anlamak.

Hani ülkücüler sarkık bıyık bırakıyor ya.. kaşlarla birlikte o bıyık bir 3 hilal oluşturuyor..

Kar kristallerinin sesi yutması. şehrin kar yağdığında sessizliğe gömülme nedeni de buymuş..



Felekten bir gece çalmak deyiminin "felek"ten bir günü/geceyi çalıp kendi istediğin gibi geçirmek, ondan bir günü kendine almak anlamına gelmesi.

Mürekkep yalamak diye gerçekten bir şey varmış.eskiden divit ve hokka ile yazılan dönemde az kişi yazma bilirmiş. Bilindiği üzere divit, hokka dışında kalınca mürekkebi kururmuş ve yazabilmek için dil ucu ile divit yalanırmış. Bu yüzden yüzlerinde ve ağız çevrelerinde mürekkep lekeleri olurmuş. Bu yüzden çok okuyan, yazan kişiye sen çok mürekkep yalamışsın derlermiş.

http://scaleofuniverse.com/
http://htwins.net/scale2/


Ojeyi sürdükten sonra suya tutunca pat diye kuruyor.

Dünya'nın 12 aile(212 kişi) tarafından yönetiliyor olması.

(bkz: david rockefeller) (petrol)
(bkz: john pierpont morgan) (finans)
(bkz: lockheed martin) (uçak)
(bkz: rupert murdoch) (medya)
(bkz: rothschild) (finans)
(bkz: bill gates) (bilgisayar sistemleri)
etc.


"ana gibi yar ,bağdat gibi diyar olmaz" atasözünde, ananın ana değil "ane" olduğu, ane'nin bağdat'da bir uçurum ismi olduğu, Yar'ın sevgili anlamına gelen yar değil, uçurum anlamındaki yar olduğu. 

Eski filmlerin bluray'inin nasıl çıkabildiği sorusunun cevabını öğrenmek.

35 mm makara ile çekilen filmlerin 4096x2160 çözünürlükte olması ve "full hd" diye tabir ettiğimiz çözünürlüğün 1920x1080 olması bunu mümkün kılmaktadır.
eski filmler telecine yöntemi ile tekrar digital ortama aktarılıp bazı profesyonel cihazlar ve filtreler ile hatalar giderilip tertemiz görüntü elde ediliyormuş.


insan gözünün 576 megapiksellik bir kamerayla eş değerde olması.


4 Haziran 2015 Perşembe

Windows Server'da Bir Klasörü "auditing" e Alalım…


Önce Local Policy (gpedit.msc) ile "Computer Configuration\Windows Settings\Security Settings\Local Policies\Audit Policy" de Audit Object Access "Success" (isteğe göre Failure) tiklenir. Bu ayar dosyalara yapılan tüm erişim, silme, açma, vs. loglar. Gereksiz yere log şişer.

Şimdi istediğimiz klasörün "Sharing and Security" ile "Security" geçelim. "Advanced" ve "Auditing".. Add ile ister everyone ister Domain User (istenirse belirli bir user/users) eklenir. Ben dosya/klasör silmeyi izlemek istiyorum bu yüzden "Delete Subfolders and Files" ve "Delete" seçeneklerini işaretleyerek (tabii successfull kısmından) işlemi bitiriyoruz. 
Son olarak tüm alt klasörlere de işlemesi için "replace auditing entries on all child objects…" işaretledikten sonra işlemi bitiriyoruz.


Log'larda 560 no lu event ID ile silinen dosya hakkında detaylı bilgiyi bulabiliriz.