ZEYTİN ve ZEYTİNYAĞININ TARİHÇESİ
Zeytin yetiştiriciliğinin doğuşu
konusunda net bir bilgi bulunmamakla birlikte, Akdeniz havzasındaki
medeniyetlerin yakınında başlamış old
uğu söylenebilir. Zeytin yetiştiriciliği
yaklaşık 6.000 yıl önce Anadolu’ da başlamıştır. Oleacea familyasının bir üyesi
olan zeytinin (Olea europaea L.)
anavatanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesini de içine alan Yukarı Mezopotamya ve
Güney Ön Asya’dır. Anadolu’ da özellikle Kilikya ovasında (Adana civarı),
zeytin yetiştiriciliği yapıldığı konusundaki veriler, Hitit metinlerinde yer
almaktadır. Zeytinin ilk kez kültüre alınışı ve ıslahı Samiler tarafından
gerçekleştirilmiştir.
Tarihi gelişimi içinde bir çok
efsaneye konu olan zeytin, eski uygarlıkların yazıtlarında ve kutsal kitaplarda
da anılmıştır. Eski Ahit’ in bazı bölümlerinde zeytin ağaçlıklarından
bahsedilmekte, zeytin yağının sağlık açısından çok gerekli olduğu kabul
edilmektedir. Kuran-ı Kerim’ in “El Müminin” suresinin 20. ayeti ile “Nur”
suresinin 35. ayetinde zeytinden bahsedilmektedir.
Zeytin; servet, şöhret ve barışın
sembolüdür. Beyaz bir güvercinin Nuh Peygamberin gemisine tufan sonrası canlılık
belirtisi olarak, ağzında zeytin dalı ile dönmesi nedeniyle tarih boyu barışın
sembolü kabul edilmiştir. Gerek dostane yarışmaların, gerekse kanlı savaşların
galiplerine zeytin çelenkleri verilirdi. Ünlü kişilerin başları zeytinyağı ile
ovulurdu ve insanlar servet ve refahın zeytinden geldiğine inanırlardı.
Zeytinyağı aynı zamanda bir merhem ve güzel kokulu yağ olarak da kabul
edilirdi.
Zeytinin Atina’ ya getirilmesi ve
zeytinyağının keşfedilmesi, Atina şehrinin baş tanrıçası olan Athena’ ya
atfedilmektedir. Efsaneye göre deniz tanrısı Poseidon, Atina şehrini ele
geçirmek için Athena ile rekabet ediyordu ve her iki tanrı da Atina’ya
verebilecekleri en güzel hediye için mücadele etmekteydi. Bu amaçla Poseidon
kutsal bir göl, Athena ise zeytin ağacı verdi. Tanrılar konseyi tarafından
verilen bir hükümle, kazanan Athena oldu. Çünkü zeytin sadece yüzlerce yıl
yaşamakla kalmayıp, yenilebilir bir meyve veriyordu ve yiyeceklerde sos olarak
kullanılabilen, yaraları ve hastalıkları iyileştirebilen ve aydınlanmayı sağlayan
zeytinyağının da kaynağıydı.
Zeytinyağı sporda da önemli bir
role sahipti. Atletler kaslarını esnek tutmak için düzenli olarak vücutlarına
zeytinyağı sürerlerdi. Olimpiyatlarda kazananlara zeytin çelengi takılır, ödül
olarak da bir yüzünde tanrıça Athena’nın, diğer yüzünde de yarıştığı sporun
resmi olan özel amforalarda bulunan zeytinyağı verilirdi.
Zenginlikleri zeytin yetiştiriciliği
ve zeytin yağına bağlı olan Girit krallıkları, tüm adaya dağılmış ağaçlıkların
ortalarına saraylar kurmuşlardı. Bu saraylarda bulunan fresklerde zeytin ağaçları
resmedilmiştir. Zeytinyağı Girit’in en önemli ihraç ürünüydü. Yemeklik yağ ve
lamba yağı olarak orta büyüklükte ve resimli amforalarla nakledilirken, pahalı
merhem ve güzel kokulu yağlar da çok süslü yassı şişelerde nakledilmekteydi. Bu
şişelerden bazıları Firavun III. Ramses’ in mezarında bulunan kiler odalarındaki
bir freskte resimlenmiştir. Firavun’ un zeytinyağını ölümünden sonra da yanında
istemesi, yağa duyulan saygıyı göstermektedir. Mısır’da ölüm ayinlerinde hem
vücudun yağ ile ovulması hem de zeytin
çelenklerinden yapılmış kolyenin takılması gerekmekteydi.
Takdis edilmiş güzel kokulu
merhemler ve yağlar Yunanistan’ da, Yakın Doğu’da, Musevi Filistin’ de ve ilk
Hristiyan döneminde Anadolu’da çok önemli yer tutmaktadır. Krallar, rahipler,
hastalar, evlenecek çiftler, yeni doğanlar ve ölüler yağlarda takdis edilirdi.
Hristiyanlıkta bu konuyla ilgili en önemli örnek Hz. İsa’nın yağlanmasıdır. “İsa”
ve “Mesih” kelimeleri “yağlanmış olan” demektir. Ülkemizin güney sahilinde,
geçmişi erken Hristiyanlığa dayanan bir dini törene göre; ölen azizler, içi
güzel kokulu yağlarla dolu taş lahitlere gömülürdü. Bu yağların tedavi edici
olduğu düşünülürdü ve bu nedenle, süslü lahitlerde aralıklar bırakılırdı, bu
aralıklardan yağlar akıtılır, gerektikçe de yeniden doldurulurdu. Antalya
Demre’ de Aziz Nikolas (Noel Baba) da böyle bir lahite gömülmüştür.
Yunan ve Roma
dönemlerinden günümüze çok sayıda yağ lambaları kalmıştır. Akdeniz bölgesinin
tamamında ve 5.000 yıldan uzun bir süre boyunca, bugünün elektrikli lambaları yerine,
evleri, sarayları, tapınakları ve kiliseleri aydınlatmak için yağ lambaları
kullanılmıştır. Musevilere göre Tanrı, Musa’dan tapınak için, içinde sadece en
saf zeytinyağının kullanılacağı bir lamba bulmasını istemiştir.
Birçok sanatsal obje zeytin ağacından
yapılmaktaydı. Zeytin ağaçları resim sanatında da önemli bir yer tutmaktadır.
Zeytin hasadı, zeytinin preslenmesi ve zeytin ticaretini gösteren olaylar elle
boyanmış kaplarda resmedilirdi.
Tarımla ilgili çalışmaların yazıya
dökülmesi Romalılar dönemine rastlar. Bununla birlikte arkeoloji sayesinde bu
tekniklerin Romalılardan önceki dönemlerde de bilindiği anlaşılmaktadır. Çok
eski çağlardan bu yana Akdeniz kıyılarında yaşayan halkların zeytin meyvesi ve
yağına ek olarak zeytin ağacından sağlanabilecek tüm olanakları kullandığı
bilinmektedir. Örneğin zeytin ağacının
dalları ve yaprakları sığırlara yem olarak verilmekte ve sepet yapımında kullanılmaktaydı.
Pirina ise yakıt olarak veya bitkisel yağ ile karıştırılarak gübre amaçlı
kullanılmaktaydı. Zeytin ağacının odunu da sert ve dayanıklı olduğu için yararlıydı.
Zeytinyağının üretim ve pazarlanmasının
ilk olarak Suriye ve Filistin bölgesinde başlandığı düşünülmektedir. İsrail’deki
kazılarda çok sayıda zeytinyağı presi bulunmuştur. Zeytinyağı kullanımının Batı
Akdeniz’deki yayılması, yağı M.Ö. 1.000 yılın başında Kuzey Afrika ve Güney İspanya’
ya götüren Fenikeliler ve İtalya’ya götüren Yunanlılar sayesinde olmuştur.
İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın
zeytin yetiştiricileri olarak hakim konuma gelmeleri ise orta çağa rastlamaktadır.
Bugün dünya zeytin varlığının % 96’sı Akdeniz havzasındadır. Bir Akdeniz ülkesi
olan yurdumuz zeytinin yetişmesi için gereken iklim koşullarının limitleri
içinde yer almaktadır. 2002 yılı istatistiklerine göre 99 milyon ağaç varlığı
ile ülkemiz dünyada 4. sırada yer almaktadır.
Ülkemiz de Sofralık Zeytin denince
akla ilk Gemlik, Gemlik denilince akla ilk
Zeytin gelir. Hatta sofralık
kabiliyeti çok yüksek olan siyah renkli orta irilikteki zeytin cinsinin
adı da Gemlik Tipi Sofralık Zeytin’idir.
Gemlik arazisinin % 60’ının engebeli, geri kalan kısmının deniz kenarı yerleşim
yeri, verimsiz arazi ve düzlüklerin teşkil etmesi ve ikliminin Marmara tipi
Akdeniz iklimi olup zeytin yetiştirmeye son derece elverişli oluşu Gemlik çevresinin ve dağlarının tamamına yakınının
zeytin ağaçlarıyla dolmasını sağlamıştır.
ZEYTİN VE SAĞLIK
Zeytin, besin değeri çok yüksek
bir yiyecektir. Aslında bir meyvedir ve cinsine göre şekli, rengi değişir. Koyu kahverengi, siyah, kül rengi,
koyu yeşil ya da koyu mor olabilir. Aynı zamanda yumurta şeklinde ya da
yuvarlak da olabilir.
Zeytin ağacı sadece hafif eşya yapımında
kullanılır. Bir sene ürün veren dal ikinci sene tekrar ürün vermez yani iki
sene üst üste ürün vermediğini söyleyebiliriz. Unutulmaması gereken en önemli
özelliklerden biri, zeytinin çekirdeği ne kadar küçük olursa cinsinin o kadar
kaliteli ve üstün olduğudur.
100 gram zeytin 170
kcal kazandırır bizlere. Ayrıca zeytinin bir adedi 0,76 protein, _ yağ, % 8.5
karbonhidrat içerir
Türleri:
Yeşil
Zeytin: Sonbahar aylarında yeşil
taneler renk atmaya başladığında toplanırlar. Temizlenip boylarına göre ayrıldıktan
sonra büyük havuzlarda acılığı gitsin diye sudkostik eriyiği ile yıkanır. Ardından
havuzdaki zeytinler temiz su ile 3-4 defa yıkanır ve fıçılara doldurularak
üzerlerine dökülen tuzlu salamura suyu ile 2-2,5 ay bekletilirler
Siyah
Zeytin: Dünyada en çok Türkiye ve
Yunanistan’dan çıkar. İki türlü hazırlanır. Suda salamura ve kuru salamura.
Zeytinler kalın tuz ile birlikte bir fıçıya dizilir ve üzerlerine su koyularak
kapağı kapatılır. 30 gün kadar bekletilir. Bu Suda Salamuradır. Kuru Salamura
ise, zeytinlerin kalın tuzla beraber küfelere dizilerek 15 gün bekletilmesi ile
yapılır
Püf Nokta
* Zeytinlerin fazla tuzunu almak
istiyorsanız, zeytinlerin bulunduğu kaba
ılık su doldurun. İçine bir adet soyulmuş patates koyun 3 saat kadar bekletin,
fazla tüm tuzlar patatese geçecektir.
* Doktor tavsiyesi ile tuzsuz zeytin yemesi
gerekenler eğer tuzsuz zeytin bulamıyorlarsa yapmaları gereken, zeytinleri
çizip 1-2 saat kaynatmaktır. Bir sefer de tüm tuzdan arınmayabilir o zaman
kaynatma işlemini tekrarlamak gerekir.
Sağlık
Zeytinden elde edilen zeytinyağının
içeriğinde olein, E vitamini, hidrokarbonlar, linolik, palmitrik ve steraik
asitler bulunmaktadır. Zeytin bol kalori
içermesinin yanında tüm bu faydaları sadece yağında değil kendi bünyesinde de
bulundurmaktadır. Ev ilaçlarında zeytin tanesi, kabukları, yaprakları ve yağı
kullanılır. Zeytin taneleri oldukça besleyicidir. Yaprak ve kabukları şekeri ve
yüksek tansiyonu düşürür, bağırsaktaki solucanları düşürür. Yağı ise sarılıkta
çok faydalıdır, karaciğeri çalıştırır, safrayı arttırır, karaciğer ağrılarını
keser. Unutulmamalıdır ki yağlar mide de değil bağırsaklarda sindirilmektedir
Ayrıca zeytinyağı
kolesterolün damar tıkanıklığına yol açan LDL bileşenini azaltırken iyi kolesterol
dediğimiz HDL’yi ise hiç etkilemez. İçinde € oranında bulunan oleik asit, meme
veren kadınlarda bebeğin sinir dokularının gelişiminin sağlanması açısından çok
faydalıdır. Kızartmalarda kullanılabilecek en sağlıklı yağdır zeytinyağı. Zeytin
gastrit ve ülserlere karşı koruyucu bir rol oynar ayrıca kabızlığa iyi gelir.
Zeytin ve zeytinyağının içerdiği E vitamini dokuların yaşlanmasını önler ve
yaşlanmanın beyin fonksiyonları üzerindeki kötü etkilerini azaltır
Zeytinyağı ve
Sağlık
Zeytinyağının,
olağanüstü tadı ve besleyici özellikleri yanında insan sağlığı için de büyük
önem taşıdığı son yıllarda yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Aslında,
yüzyıllardan beri zeytinyağı doğrudan veya karışımlar biçiminde birçok
rahatsızlığın tedavisinde ilaç olarak kullanılagelmiştir. Mide ağrılarından,
kulak ağrılarına, cilt bakımından yanık ve kırık çıkıklara kadar birçok durumda
zeytinyağının doğrudan kullanımı söz konusudur. Elbette, bunlar bilimsel değil,
folkloriktir. Ancak, temelsiz de değildir. Nitekim bilimsel araştırmalar
yapılırken çoğu kez gözlemden yola çıkılır.
Bu sayfada,
zeytinyağının bazı özellikleri ile sağlığa etkileri hakkında bilgiler yer
almaktadır. Bu bilgilerin, bir kısmı basında yer alan, araştırmacılar, bilim ve
tıp adamlarının açıklamalarından; önemli bir kısmı ise ciddi yabancı
yayınlardan derlenmiştir.
Zeytinyağının Önemi
Nereden Geliyor?
Zeytinyağındaki
Polifenollerin Antioksidan Etkinliğinin Sağlığa Yararlı Olduğu Alanlar
Akdeniz Diyeti
Hakkında
İlginç Soru ve
Cevaplar
Türkiye'de Yaygın
Yanlış Beslenme ve Kalp Hastalıklarına Etkisi
Zeytinyağının Yağ
Olarak Önemi Nereden Geliyor?
Sızma ve natürel
zeytinyağı, herhangi bir kimyasal işlemden geçmeden üretildiği anda
yiyebileceğiniz tek sıvı yağdır. Sebze ve yağlı tohumlardan elde edilen hemen
hemen bütün diğer yağlar, fiziksel ve kimyasal koku giderme ve tad giderme
işlemlerine tabi tutulurlar. Yani rafine edilirler. Aksi halde, yenemezler.
Oysa, sızma zeytinyağı, zeytinin sıkılıp yağı çıkarıldığı andan itibaren
yenebilir ve besin ögeleri bakımından diğer bütün yağlardan çok daha zengindir.
Öte yandan, gerek salata ve kahvaltılıklarla çiğ yendiğinde, gerekse de
yemeklerde kullanıldığında olağanüstü tadı ve lezzetiyle yemeğin zevkle
yenmesini mümkün kılar.
Sağlık Açısından
Zeytinyağını Niçin Kullanmalı?
Zeytinyağı
kolesterol içermez, kolesterol düzeyini indirmeye yardımcı olur. Kalp hastalığı
riskini azaltır.
A, D, K vitaminleri
yönünden zengindir ve kanserle ilişkilendirilen serbest radikallere karşı savaşan
antioksidanlar yönünden iyi bir kaynaktır.
Kolesterolün
oluşturduğu safra taşlarına karşı koruyucu bir rol oynar.
Hazmı kolaylaştırır
ve kolayca metabolize olur.
İyi bir enerji
kaynağıdır.
Tekli doymamış yağ
bileşeni yüksek doğal bir yağ olarak insülin kullanmayan diyabetlilere yararlı
olabilir.
100 g. Sızma Zeytin yağındaki Besin Ögeleri:
Enerji: 888 Kcal
Doymuş yağlar: 16g
Tekli doymamış
yağlar: 74g
Çoklu doymamış
yağlar: 10g
Kolesterol: 0
Zeytinyağındaki
Besin Öğeleri
Vitamin E (Doğal
bir antioksidan): Bir çorba kaşığı zeytinyağında - 1.6mg veya 2.3 IU
Bir çorba kaşığı
zeytinyağı, E Vitamini için tavsiye edilen günlük miktarın %8ini sağlar.
Vitamin K: En
zengin K vitamini kaynakları yeşil, yapraklı sebzelerdir. Örneğin, bir tabak
ıspanak önerilen günlük miktarın 4-5 katını içerir. Zeytinyağı gibi bitkisel
yağlar ikinci en önemli kaynaktır.
Yağ Asitleri:
Zeytinyağı, yağ asitleri, vitaminler, uçucu bileşenler, suda eriyen bileşenler
ve mikroskopik zeytin parçacıklarından oluşan karmaşık bir bileşimdir. Temel
yağ asitleri Oleik ve linoleik asitlerdir.
Oleik asit tekli
doymamış yağlardandır ve zeytinyağının %55-85ini oluşturur (Bafa Sızma
Zeytinyağında %75).
Linoleik asit çoklu
doymamış yağlardandır, %3,5-21 arasındadır (Bafa Sızma Zeytinyağında %8,4).
Yaklaşık %0-1,5
arasında bulunan Linolenik asit ise çoklu doymamış yağlardandır (Sızma
zeytinyağında %0,9un altında kalması gerekmektedir. Bafa Sızma Zeytinyağında
%0,6)
Antioksidanlar:
Zeytinyağındaki polifenoller doğal antioksidanlardır. Antioksidanların
güneşyanığını iyileştirmeden kolesterol ve kan basıncını (tansiyon) düşürmeye
ve koroner hastalıklar riskini azaltmaya kadar pek çok önemli etkisi olduğu
bilinmektedir. Zeytinyağının her 10 gramı, 5 mg kadar antioksidan içerirken,
diğer bitkisel yağların pek çoğu hiç polifenol içermez.
Sızma
Zeytinyağındaki Polifenollerin Antioksidan Etkinliğinin Şu Alanlarda Çok Olumlu
Sonuçlar Verdiği Gözlenmiştir:
Damar Sertiği
(Arterioskleroz). Okside olmuş düşük yoğunluklu lipoproteinler (LDL) insanda
damar sertliği gelişmesine katkıda bulunur. Antioksidanların LDL modifikasyonunu
önlediği kanıtlanmıştır. Akdeniz Diyetine, yararlı etkilerini, fenol (phenol)
içeren bileşenlerinin eşsiz antioksidan özellikleri vermektedir denebilir.
Anti mikrobiyal
Etkinlik. Zeytindeki polifenollerin Salmonella, Kolera, Stafilokoklar, Pseudomonalar
ve Grip (Influenza) gibi bakterilerin gelişme hızını durdurduğu veya
yavaşlattığı in vitro (laboratuvar ortamında) gösterilmiştir.
Kanser. Son
araştırmalar zeytinyağında bol miktarda bulunan fenolik antioksidan içeriğin,
kalın bağırsak ve meme patolojisiyle ilişkili reaktif oksijen türleri üzerinde
kesin önleyici niteliğe sahip olduğunu göstermiştir.
Pasif Sigara
İçiciliğinden Kaynaklanan Stres. Sigara dumanına maruz bırakılmış fareler
üzerinde yapılan bir araştırma, polifenol içeren diyetin streste dramatik
azalma ile birlikte koruyucu etkinliğini göstermiştir.
Cilt (Deri) Hasarı
ve Işıktan Koruma. Güneş ışınları ve çevresel strese aşırı maruz kalmaktan
kaynaklanan cilt hasarı, deri hücreleri tarafından üretilen serbest oksijenin
yapı bozucu etkinliği ile ilişkilendirilmektedir. Zeytinyağının polifenol
bileşenleri, kozmetik ve ilaç sanayiinde deri hasarını önleyici olarak
kullanılan (tokoferoller gibi) geleneksel antioksidanlarla karşılaştırılmıştır.
Sonuçlar, polifenenollerin radikalleri yok etmede en yüksek etkinliğe sahip
olduğunu göstermiştir.
Zeytinyağı nasıl
tadılır?
Zeytinyağı tadımı,
aslında profesyonelce yapılan bir iştir. Ciddi yapılması ve ciddiye alınması
gerekir. Ayrıca, bir eğitim ve deneyim gerektirir. Uzun yıllar zeytinyağı ile
ilgilenen, üretiminde yer alan insanlarda böyle bir deneyim zamanla
oluşmaktadır. Ancak, bildiğimiz kadarıyla yabancı ülkelerde (örneğin
İspanya'da) zeytinyağı tadımı ve sınıflandırılmasına yönelik programlı kurslar
da düzenlenmektedir. Zeytinyağı tadımının ana ilkeleri aşağıda belirtilmiş,
konuyla ilgili kaynaklar da en altta verilmiştir.
Tadıma başlamadan
önce:
- Sigara tiryakileri en az yarım saat
öncesinden sigara içmemelidir. Son sigaradan sonra, bir parça ekmek veya elma
yiyerek ağızlarından sigaranın tadı ve kokusunu uzaklaştırmalılardır.
- Yine yarım saat içinde başka hiç bir şey
yememelidir. Ayrıca, normal öğün yemeğini en az bir saat önce yemiş olmalıdır.
Zeytinyağı tadımından önce mide boş olmalıdır.
- Zeytinyağının kokusunu da doğru alabilmek
için tadım yapacak kişinin parfüm, kokulu sabun gibi burnun koku algılamasını
yanıltacak maddeleri kullanmaması gerekir. Aynı şekilde, burnun koku almasını
engelleyecek nezle vb. rahatsızlığı olanlar da tadım yapamazlar.
- Hatta, tadım yapacak kişi, bu işe
yoğunlaşmasını engelleyecek kadar psikolojik gerilim altındaysa tadım işinden
kaçınmalıdır.
Tadım sırasında:
- Tadılacak zeytinyağları, cam bardak veya
kadehlere konur.
- Tadacak kişi hangi yağın nereden geldiğini,
kime ait olduğunu bilmemelidir. Bu nedenle, bardaklara numara verilir.
- Bir seferde en fazla üç-dört yağın tadımı
yapılmalı, bir sonraki yağın tadına bakmadan önce bir dilim elma çiğnenerek
ağız temizlenmelidir.
- Yağlar hakkında önceden bilgi varsa,
tatlı-yumuşak yağların tadına önce, acı-sert yağların tadına en son
bakılmalıdır.
Tadım:
Profesyonel
tadımcılar, Uluslararası Zeytinyağı Konseyi'nin (International Olive Oil
Council) belirlemiş olduğu standart bazı tanımlara göre, her bir örneğe 10 veya
5 üzerinden not verirler. Bu tanımlardan bazıları, zeytinyağının tadı ve
kokusuna ilişin olumlu ya da olumsuz nitelendirmelerdir. Olumsuz
nitelendirmeler, ekşi, sirkemsi ya da şarabımsı, küflü (küf kokulu), ransid ve
yanık gibi; olumlu nitelendirmeler ise, meyvemsi, acı, yakar (yağın gırtlaktan
geçişinde) ve badem, elma, tatlı gibi diğer özelliklere aittir. Olumsuz
özelliklerine ait notlardan her hangi biri, 10 üzerinden 2.5'i geçmemelidir.
Aksi halde, bu yağ elenir.
Zeytinyağı
meraklılarının (amatör tadımcıların) tadımı nasıl yapabilecekleri, Dr. Artun
Ünsal'ın "Ölmez Ağacın Peşinde - Türkiye'de Zeytin ve Zeytinyağı"(1)
adlı değerli yapıtında şöyle anlatılıyor:
"..siz,
dilinize, damağınıza ve burnunuza güvenenler, siz de bu işi evinizde amatörce
yapabilirsiniz. Nasıl mı? Kısaca özetleyelim:
Bir kere şunu
unutmayın, damağınız birkaç yağ çeşidinden fazlasını aklında tutmakta güçlük
çeker. Bu nedenle, dört-beş örneği aşmayın. Bir başka ipucu da, deneyeceğiniz
sızma yağların koku ve tatlarının 'meyvemsi', yani zeytinimsi olmasıdır.
Çeşitli bölgelerin ürünü, ancak bir kap içindeki 'kimlik'leri şimdilik 'gizli
tutulan' örnek sızma yağların her birini tezgâh üzerinde numara ya da harfle
yeri sabitlenmiş küçük ve temiz bir bardağa 'eşantiyon' miktarda koyun. Sonra
bunlardan birini elinize alın, öteki elinizle de üstünü kapatın. Sonra bardağı
ekseni çevresinde döndürerek hafif çalkalayın. Elinizi bardağın üzerinden
çekerek yağın aromasını koklayın. Ardından küçük bir yudum alın.
Tadım işinde dil ve
ağzınızın birçok yeri işe karışır desek mi? Yağın dokusunu belirleyebilmek için
zeytinyağını ağzının içinde iyice gezdirmelisiniz: Yudumlarsınız, dilinizin
ucu, dilinizin ortası, damağınız ve dilinizin arka kısmında gezdirdikten sonra
yavaşça yutarsınız. Burada dikkat edeceğiniz hususlar, yağın 'viskozitesi',
yani kıvamı ve bunun damağınızda nasıl bir etki yaptığıdır. Bu arada
dişlerinizin arasından ağzınıza bir miktar hava çekerek, yağın lezzetinin
ağzınızın her köşesine yayılmasını sağlayın.
Denediğiniz bu ilk
yağ örneğini nasıl buldunuz efendim? Tadını, kokusunu beğendiniz mi? Örneğin ne
gibi lezzetler çağrıştırıyor? Elma, yeşil biber, badem ya da cevizimsi mi?
Yoksa küflü ya da ot mu kokuyor?"
Zeytinyağı
meraklılarının bu kitabı bütünüyle okumalarında büyük yarar var. Zeytinyağı ile
ilgili pek çok bilginin yer aldığı bu araştırma kitabı, konuyla ilgili Türkçe
kaynaklar arasında eşsiz bir yere sahiptir.
Elbette, zeytinyağı
da olsa, yağ içmek pek çoğumuzun hoşlanmayacağı bir şeydir. Bu nedenle, biz
zeytinyağından bir yudum dahi içemeyecek zeytinyağı dostlarına tadı yoğun
olmayan normal (katkısız ve mümkünse tuzsuz) bir dilim ekmeği batırarak ta
zeytinyağını tadabileceklerini söyleyelim.
Zeytinyağı
Tadımında Kullanılan Terimler
Deneyimli
zeytinyağı tadımcılar zeytinyağını olumlu ve olumsuz olarak nitelenebilecek bir
takım terimlerle değerlendirirler. Bunlardan bazıları, aşağıdaki tabloda yer
almaktadır:
Olumlu nitelikler:
Elma, badem/ceviz,
enginar, muz, kavun, ot kokulu, yaprak kokulu, kuru ot kokulu, mayhoş,
meyvemsi, acı(*), yakıcı (bibersi), tatlı
(*) Yağdaki acılık
hakkında:
Taze sıkılmış
zeytinyağı, meyvenin çok yoğun tadını ve kokusunu içerir. Zeytinyağı
gırtlağınızda hafif bir acılık bırakabilir (hatta bu acılık öksürmenize bile neden olabilir). Zeytinyağı
ile yeni tanışan birini şaşırtacaktır, ama bu tür acılık (boğazı hafifçe yakan
acılık) zeytinyağında istenen (olumlu) bir özelliktir. Nispeten acı olan
zeytinyağı daha fazla fenol (phenol) içerir ve daha uzun zaman beklemeye
dayanır.
Olumsuz nitelikler:
Badem (Yavan kokulu
tatlı yağda)
Acı (Ilımlı olduğu
takdirde olumlu bir nitelik iken aşırı olduğunda olumsuza döner.)
Yanık (Yağ çıkarma
işleminde uzun süre ısınmaya maruz kalmış)
Minder veya paspas
( Eski sistem preslerde zeytin hamurunun sıkıldığı torbaların kokusu)
Yavan (Zeytinyağı
beklerken tüm tadını ve kokusunu kaybetmiş)
Gres (Mazot,
gazyağı vb. maddelerle yakın temasta kalmış)
Paslı/metalik (Uzun
zaman metalle temas halinde kalmış)
Ransid (Çok uzun
süre beklemiş ve oksitlenmiş)
Şarapsı/sirkemsi
(Yüksek asitli tat)
Küflü/küf kokan
(Zeytin sıkılmadan önce uzun süre ve/veya kötü koşulda beklemiş, fermente
olmuş)
Kaynaklar:
1) Ölmez Ağacın Peşinde - Türkiye'de Zeytin
ve Zeytinyağı, Artun Ünsal, Yapı Kredi Yayınları,1. Baskı, İstanbul, 2000, sf.
197-201
2) Uluslararası Zeytinyağı Birliği Web sitesi
(http://www.internationaloliveoil.org/home.asp?pIdi=Eng
)
3) Zeytin ve zeytinyağı ile ilgili pek çok
bilginin yer aldığı ingilizce web sitesi: (http://www.oliveoilsource.com/index.htm
)
Basında Zeytinyağı: Yanlışlar ve Doğrular
Zaman zaman
gazetelerde yer alan zeytinyağı ile ilgili yazılar zeytinyağı üretimi yapan bir
firma olarak bizi sevindiriyor. Bu yazılar da ana hatlarıyla olumlu bilgiler
içeriyor ve zeytinyağının temel bir gıda maddesi olarak tüketilmesi
gerektiğinin altını çiziyor. Gerçekten de, ağız tadı yönünü bir yana bıraksak,
yalnızca sağlıklı bir yaşama çok büyük katkılar sunuyor zeytinyağı.
Zeytinyağının insan sağlığına olumlu etkilerini bir başka yazımızda ele
alacağız. Burada, basında çıkan iyi niyetli ancak eksik bilgiyle yola çıkan,
ciddi bir araştırmaya dayanmadığı için de yanlış bilgilerin okuyucuya
ulaştırılmasına yol açan bazı yazıların eleştirisini yapacağız. Başka bir
deyişle, bazı eğrileri doğrultmaya çalışacağız.
Elbette, bir gazete
yazısı ne kadar geniş kapsamlı da olsa tüm kaynaklara erişemez ve elbette
herkesi memnun edemez. Ancak, gazete ve dergilerde yayınlanan bazı yazı ve
haberler, meraklı ve zeytinyağı hakkında yeni bir şeyler öğrenmek isteyen
okurların yanlış bilgilenmelerine yol açacak biçimde yer almaktadır.
Dünyanın En Güzel Zeytinyağı?
Aslına bakarsanız
dünyanın en iyi zeytinyağı Edremit'ten çıkıyor
Dünyadaki en iyi
zeytinyağı Altınoluk ve Midilli Adası'ndan çıkar
Yukarıdaki cümleler
ve benzerleri, bir kaç hafta önce saygın bir gazetemizin ekinde yer alan
zeytinyağı ile ilgili bir yazıdan alınmıştır. İki farklı kişiye aittir bu
cümleler. Benzer cümleleri söyleyen başkaları da var. Yukarıdaki sözleri
İspanyolca olarak İspanyadaki bir bölge için, İtalyanca olarak İtalya’da zeytin
yetiştirilen herhangi bir bölge için, Yunanca olarak da her bir Ege adası için
duyabiliriz. Bitmedi, Akdeniz’e bakan her ülke için ve ayrıca dünyadaki zeytin
yetiştiren tüm ülkeler için de duyabiliriz. Pekiyi, nedir doğrusu? Böyle bir
iddiayı kim kanıtlayabilir?
Bilimsel olarak bu
türden iddiaların tutar tarafı yoktur. Kime göre dünyanın en iyi zeytinyağı?
Bunlar subjektif ifadelerdir. Dinleyeni/okuyanı etkilemeye yöneliktir. Pekiyi,
iyi zeytinyağını kötüsünden ayırt etmemiz nasıl mümkündür? Aşağıda,
zeytinyağının kalite standartlarından söz edeceğiz. Ancak, öncelikle
söylemeliyiz ki, ülkemizin zeytin üreten tüm bölgelerinde kaliteli de kalitesiz
de zeytinyağı üretilmektedir. Gönül isterdi ki, her yerinde en kaliteli
zeytinler ve zeytinyağları üretilsin. Ancak, durum bu değil. Öte yandan, bu
durum yalnız bizim ülkemize özgü de değil. Başta komşumuz Yunanistan olmak
üzere, diğer Akdenizli zeytinyağı üreticisi ülkelerin de üretimlerinin büyük
bir kısmı (yaklaşık %50-80i) düşük
kalitede zeytinyağıdır ve bunlar ancak rafine edildikten sonra yenebilir hale
gelir. Geri kalan kısmı ise natürel (yani her hangi bir işlemden geçmeden) yenebilecek
kalitede olur. Bu konuda daha fazla bilgiyi,
http://www.bafayag.net/tr/tipler.html
ve http://www.bafayag.net/tr/tadim.html
adreslerinde bulabilirsiniz.
Zeytinyağının dünya
çapında olması demek, dünyadaki büyük üretici ülkelerin (bir zamanlar
Türkiye’nin de) üye olduğu Uluslararası Zeytinyağı Konseyinin belirlemiş olduğu
kalite standartlarına uyması demektir. Türkiye’de, bir çok bölgede üretilen
yağlar bu kalite standartlarını karşılamaktadır. Zeytin ister Antakya’da ister
Ayvalıkta, Milas’ta ya da Akhisar’da yetiştirilmiş olsun, zeytinyağının
kalitesini etkileyen faktörler zeytinin etli olması, dikkatlice toplanması,
toplamadan sonra mümkün olduğunca çabuk fabrikaya getirilip işlenmesidir. Buna
uyulduğu takdirde tatları ve aromaları arasında farklar bulunmakla birlikte (bu
iyi bir şeydir) zeytinin yetiştiği her bölgede kaliteli zeytinyağı
üretilebilir. Zeytinyağının tadı ve aromasının farklı olması da, tüketicinin
tercihini belirleyen bir faktör olabilir. Yani, iyi kalitede Bafa zeytinyağını,
farklı tadı ve aroması nedeniyle iyi kalitede Edremit zeytinyağına tercih
edersiniz. Matematiksel bir ifade ile uzayda sonsuz sayıda doğru vardır, önemli
olan sizin doğrunuzun hangisi olduğudur.
Sızma Zeytinyağı Lüks müdür?
Yukarıda sözünü
ettiğim yazıdan iki alıntı daha yapıyorum:
Sadece sunum ve
tasarım değil, fiyatlar da baş döndürücü.
Tekrar zeytinyağı
kıymetlendi, ama bu sefer sosyete gıdası oldu.
Efendim, sızma zeytinyağı
lüks değildir. Hiç bir şekilde de lüks olarak adlandırılamaz. İlk cümleyi sarf
edenin başını döndüren fiyatı merak ettik. Sızma zeytinyağının en kalitelisini
normal cam şişe ambalajda 8-12 TL alabilirsiniz. Buna lüks denebilir mi? Neden
sosyete gıdası olsun? Elbette ayçiçek ya da mısır veya fındık yağına göre
zeytinyağı pahalı, ancak fiyat karşılaştırması yaparken üretim maliyeti yüksek
olan sızma zeytinyağı ile değil, ayçiçek yağı veya diğer bitki yağları gibi
rafine olan rafine zeytinyağı ile karşılaştırmak gerekir. O zaman görülecektir
ki, aradaki fark o kadar büyük değildir.
Sızma zeytinyağı
ile rafine bitki yağları karşılaştırması gerçekten son derece yanlıştır.
Zeytinyağı dışındaki bitkisel yağların hiç biri, doğrudan natürel olarak, ham
olarak, yani rafine edilmeden yenemez. İçlerinde pek çok sağlığa zararlı
bileşen içerirler. Zeytinyağı, üretiminden hemen sonra, hiç bir kimyasal
işlemden geçmeden doğrudan yenebilecek tek bitkisel yağdır. Genel olarak, katı
ve hayvansal yağlar yerine bitkisel yağların sağlığa daha yararlı olduğu
bilinir. Ancak, bitkisel yağlar içerisinde de, doğal olarak çoklu doymamış yağ
içeriği bakımından en zengin olan, zeytinyağıdır. Bu da, sızma ve natürel
zeytinyağının ne derece önemli bir besin maddesi olduğunu ortaya koyar.
Öte yandan,
tabiatta nadir olan şeylerin değerli olduğunu biliriz. Altın, platin, elmas çok
nadir oldukları için çok değerlidir. Zeytin ve zeytinyağı üretimi, hele de
kaliteli zeytinyağı üretimi gerçekten meşakkatlidir, emek ister. Çok çaba ve
özen gerektirir. Ağacın, meyvenin bakımı; meyvenin toplanması, sızma üretimine
uygun zeytinlerin seçimi ve hızla üretime sokulması, dinlendirme, tortu alma
vb. önemli maliyetlerdir. Öte yandan nadirdir. Yukarıda da sözünü ettiğimiz
gibi, ülkemizde üretilen tüm zeytinyağının %70-80 kısmı rafineliktir, yani
sızma ya da natürel yemeklik değildir.
Zeytinyağının
fiyatına gelince, yıllardır zeytinyağı fiyatları artmamış, kimi yıllar
gerilemiştir. Aslında, reel olarak (yani enflasyona göre fiyat artış/azalışları
incelendiğinde) zeytinyağının ucuzlamış olduğu söylenebilir.
Şunu özellikle
belirtmeliyiz ki, Türkiye’de zeytinyağı tüketimi çok düşüktür. Kişi başına
zeytinyağı tüketimi Türkiye’de yılda 1 Litre civarında iken, Yunanistan’da 20
Litredir. Zeytinyağının besin değeri ve sağlık açısından ne kadar önemli olduğu
ortadayken, dünyanın en büyük zeytinyağı üreticilerinden biri olan Türkiye’de
zeytinyağı tüketim alışkanlığının bu derece düşük olması dikkat çekici ve biraz
da üzücüdür. Bilindiği gibi, Trakya, Karadeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu
Bölgelerimizde zeytinyağı neredeyse tanınmaz. Asıl tüketiciler, Ege, Akdeniz ve
Marmara (Güney) ile Güneydoğu (kısmen) Bölgelerimizdir. Bu nedenle, herkes
(başta, hekimlerimiz olmak üzere zeytinyağının sağlık için önemini bilen herkes)
zeytinyağı kullanımını teşvik etmelidir. Asıl görev devlete, sağlık kurumlarına
ve eğitim kurumlarına düşmekle birlikte biz zeytinyağına gönül verenler bu
uğurda elimizden geleni yapıyoruz, yapacağız.
Türkiye’nin en iyi
10 zeytinyağı
Derler ki, cenette
iki ağaç vardır; incir ve zeytin. İncir gerçek, zeytin ise hayat ağacıdır.
Yunan mitolojisine göre tanrılar zeytin ağacının altında doğar. Yunanistan’da 3
bin yıl önce zeytin ağacını kesmenin cezası ölümdü. Anadolu topraklarında
yaşayan insanların sofralarında zeytin ve zeytinyağı, en eski çağlardan beri
kullanılıyor.
Geçtiğimiz yıllarda
Ege bölgesinde, antik çağlara tarihlenen zeytinyağı işlikleri bulundu. Bugün
bir sektör olarak zeytinyağı, markalaşma yolunda. Aynı marka altında farklı tip
zeytinyağları çoğalıyor, çeşitleniyor. Market raflarında tatları kadar
ambalajları da güzel zeytinyağı şişeleri eskiye oranla daha fazla yer kaplıyor.
Biz de bu hafta jüri üyelerimize Türkiye’nin en iyi zeytinyağlarını sorduk.
Onlar tercihlerini birden beşe kadar sıraladılar. Biz de jürinin oylarına göre
bir ilk 10 sıralaması yaptık. Bazıları eşit oy aldığından aynı sırayı paylaştı.
Adı anılan ama listeye giremeyen zeytinyağlarını da bu sayfada görebilirsiniz.
EN İYİ 10
1. Kristal Natürel
Sızma
2. Tariş Organik
Sızma
3. Mehmet Cömert
Sızma
4. Z Organik Sızma
5. Komili Soğuk
Sıkma
5. Ne Extra Oleas
Çakalya
6. Tariş Eskisi
Gibi
7. Laleli Organik
Sızma
8. Has Ada Sızma
9. Alyattes Organik
Sızma
10. Kırlangıç
Naturel Sızma
KRİSTAL NATÜREL
SIZMA
Tam bir aile
şirketi
Kristal markası,
piyasaya 1945’te Antony Micaleff yöneticiliğinde çıktı. Firmayı şu anda
Micaleff Ailesi’nin üçüncü kuşağından Noel Micaleff yönetiyor. Kristal
zeytinyağları, Kuzey Ege (Ayvalık ve yöresi) zeytinlerinden yapılıyor. Firmanın
Ayvalık’ta bulunan tesislerinde üretilen zeytinyağlarının azami asit oranı 0.8.
Şirket bünyesinde yetişmiş özel tat uzmanları tadıyor, kokusunun ve tadının
aynı kalması için çalışıyor. Sıcak-soğuk bütün yemeklerin hazırlanmasında ve
çiğ olarak tüketilmek üzere öneriliyor. Cam şişe ve teneke kutunun kullanıldığı,
farklı ebatlarda sekiz çeşit ambalajda piyasaya sürülüyor. 1 litrelik cam şişe
ve teneke kutu 8.43 YTL. Ulusal zincir marketlerde, yerel marketlerde,
toptancılarda ve bölge satış müdürlüklerinde bulabilirsiniz.
TARİŞORGANİKSIZMA
Organik zeytinlerden
yapılıyor
2000’den beri
piyasada. Çanakkale Küçükkuyu yöresinde yetiştirilen organik zeytinlerden
yapılıyor. Organik natürel sızma zeytinyağı, organik natürel birinci zeytinyağı
ve organik natürel ikinci zeytinyağı olmak üzere üç çeşitte kontuni sistemle
üretiliyor. Asit değeri 0.3-1 arasında değişiyor. Taze yeşil zeytin tadı ve
kokusu, hafif genizde yakıcılığı öne çıkıyor. Soğuk tüketilmesi, özellikle
salatalar, mezeler, zeytinyağlılarla kullanılması tavsiye ediliyor. İki farklı
tasarımda, 500 ml’lik siyah şişede ve 500 ml’lik seramik şişede satılıyor.
Fiyatı 13-14 YTL arasında. Tariş’in Ta-Ze (Konak Pier, Suadiye, Çeşme,
Chicago/ABD, Montreal/Kanada) mağazalarında, zincir marketlerde ve şirketin 33
kooperatifinin satış mağazalarında bulabilirsiniz.
MEHMET CÖMERT SIZMA
Sadece telefon
siparişiyle
Markaya kendi
ismini veren Mehmet Cömert, 1993’ten beri zeytinyağı işini yürütüyor. Cömert’in
ailesi, eski zeytincilerden. M.Cömert zeytinyağının ilk ortaya çıkışı da 1703
yılına kadar gidiyor. Firma, yağ yapımında kendi yetiştirdiği Ayvalık
zeytinlerini kullanıyor. Zeytin toplandıktan en geç 8 saat sonra yağ haline
getiriliyor. Firma zeytinyağını kontuni sistemle üretiyor. Böylece çok daha
uzun ömürlü, çeşni değerini ve aromasını koruyan yağlar elde ediyorlar. Asit
oranı 0.3 ve 1 arasında. Meyvemsi ve otsu bir tadı var. Rengi yeşilimtırak
sarı. Raflarda bulunmuyor, telefon siparişiyle satılıyor. Litre fiyatı 10 YTL.
5 lt’lik tenekeler halinde hazırlanıyor. Özel siparişle daha küçük hacimlerde
şişe yapılıyor. Tel: (266) 312 20 49 www.mehmetcomert.net
Z ORGANİK SIZMA
(SALİH MADRA)
Günde 9 ton
üretiliyor
Madra Ailesi 3
nesildir zeytinyağı üretimi ve ticareti ile uğraşıyor. Şu anda firma, Salih ve
Sezai Madra tarafından yönetiliyor. Markanın adı Z, üretici şirketlerinin adı
Ayvalık Gıda Ltd. Şirketi. Günlük zeytin işleme kapasitesi 45 ton. Bu da 8-9
ton zeytinyağı üretimi anlamına geliyor. Firma yağ üretiminde tamamına yakın
bir oranda kendi yetiştirdiği zeytinleri kullanıyor. Asit oranı 0.5 ve 0.7
arası. Üç formda ürün var: Filtre edilmemiş şişe 750 ml, filtre edilmemiş
teneke 5 litre, filtre edilmiş teneke 5 litre. Yağın tadı zeytini
çağrıştırıyor. Litresi 9 YTL. Telefon ve internetten sipariş yoluyla satılıyor.
Çiğ kullanılması tavsiye ediliyor. Salatalarda, zeytinyağlılarda ve yemek
öncesi ekmekle yenmesi iyi sonuç veriyor. www.zeytinyagci.com
KOMİLİ SOĞUK SIKMA
Elle toplanan
zeytinler
Komili’nin 1878’de,
Midilli’nin Komi köyünde, Komili Hasan’ın kurduğu işletmeyle başlayan macerası
bugün, Ayvalık’taki tesislerinde Unilever bünyesinde devam ediyor. Komili
Sızma, Komili Riviera, Halis Ege, Taş Baskı, İlk Hasat, 0.3, Soğuk Sıkma (Cold
Pressed) ve Köy Sızması adlı sekiz alt markası var. Soğuk Sıkma, zeytin
ağacının üzerinden elle toplanan olgun zeytinlerin, bekletilmeden aynı gün
ezilip hamur haline getirilmesiyle elde edilen, düşük asitli bir sızma. Soğuk
su kullanılarak sıkılmış olması nedeniyle aroma ve lezzet kayıpları en düşük
seviyede. Özellikle yağın kendine özgü hafif yakarlığı, aranılan bir özellik.
500 ml ambalajda satılıyor. Fiyatı 13-15 YTL arasında değişiyor. Tüm
marketlerden ve alışveriş noktalarından ulaşmak mümkün. Her türlü yemek ve
salatalarda kullanımı tavsiye ediliyor.
NE EXTRA OLEAS
ÇAKALYA
Taze meyve tadı var
Ne Extra Oleas,
Latince’de "Sadece Zeytin" anlamına geliyor. Şirketin sahibi Özer
Ergül. Çakalya 022 Sızma zeytinyağı, Ayvalık’ın 4 km. kuzeydoğusundaki
Çakalya’da bulunan zeytin bahçelerinin ürünü. Erken hasat zeytinler dalından
elle toplanıyor. Soğuk sıkma yöntemiyle sınırlı sayıda zeytinyağı üretiliyor.
Kokusu taze meyve, taze yaprak ve yeşil domatesi çağrıştırıyor. Yumuşak, hafif
yakıcı ve meyvemsi bir tadı var. Rengi parlak sarımsı yeşil. Serbest yağ asidi
0.22. Makarna soslarına, salatalara, taze peynir ve deniz mahsullerinin üzerine
tavsiye ediliyor. Bu yıl Zürih’te Uluslararası Zeytinyağı Ödülü aldı. Fiyatı 22
YTL.
TARİŞ ESKİSİ GİBİ
Geleneksel
yöntemler
Eskisi Gibi, Taş
Kırma Sulu Baskı Natürel Sızma Zeytinyağı, Tariş’in Altınoluk Kooperatifi
tesislerinde üretiliyor. Zeytinler bekletilmeden granit taş değirmenlerde
eziliyor ve zeytin hamuru (soğuk sıkma) 28 dereceden düşük ısıda su ile
çuvallarda presleniyor. Geleneksel yöntemlerle elde edilen bu yağ, yumuşak bir
lezzete ve koyu sarıya giden bir renge sahip. Hafif aroma ve çimen kokusuna
sahip. Tadı yumşak ve tatlımsı. Acılık ve yakıcılık özelliği yok. En çok yüzde
0.8 dolum asitli. Doğal olarak E vitamini içeriyor. 500 ml’lik ambalajlarda
satılıyor. Piyasaya ilk kez 2003’te çıktı. Ta-Ze zeytinyağı butiklerinde, www.tariszeytin.com.tr sanal mağazada,
büyük süpermarket zincirlerinde bulabilirsiniz. Fiyatı 25.90 YTL.
LALELİ ORGANİK
SIZMA
Tadı damakta kalıcı
Taylıeli Zeytin ve
Zeytinyağı İşletmesi, Burhaniye’de 1998’de Yahya Laleli tarafından kuruldu.
Yönetimde şu anda oğlu Mehmet Laleli var. Aile 30 yıldır zeytinyağı işinde.
Sadece kendi ağaçlarından, kendi tesislerinde üretim yapıyorlar. Laleli
Organik, 2004-2005 sezonundan beri piyasada. Küçükkuyu-Ayvacık bölgesinde,
Şeytan, Tulumcu, Çam, Sazlı bayırları ile Kürsü Dikmeliği gibi dik yamaçlarda
yer alan ağaçların zeytinlerinden elde ediliyor. Asit düzeyi maksimum yüzde
0.65. Genizde yakıcılığı yüksek, yeşil meyve aromalı ve hafif meyve tadında,
ağızda yağlı his bırakmayan, tadının etkisi uzun süreli olan iştah açıcı bir
zeytinyağı. Çiğ olarak tüketilmesi tavsiye ediliyor. Yemek öncesi iştah açıcı
olarak ekmek, salata veya peynirle tüketilmesi veya pişmiş yemeklerin üzerine
ilave edilmesi daha iyi sonuçlar veriyor. 500 ml’lik şişenin fiyatı 16 YTL.
İstanbul Bebek ve Ankara’da satış merkezleri var. www.zeytinim.com
HAS ADA SIZMA
Badem ve çağla
kokuyor
Has Ada markası 13
senedir piyasada. Sahibi Hasan Gülören. 40 senedir zeytinyağı işiyle uğraşıyor.
Sadece siparişle satılıyor. Cunda Adası ve Ayvalık’ta kendi zeytinliklerinde
yetişen zeytinlerden üretim yapıyorlar. Firma, 1 asidin altında yağlar
üretiyor. Taş baskı yöntemini kullanıyorlar. Kokusu badem ve çağla ağaçlarını
anımsatıyor. Sadece ağaçların üstündeki zeytinler kullanılıyor. Yemeklerde,
salatalarda ve tatlı yapımında kullanılması öneriliyor. 0,5 litre plastik ve
cam şişe, 1 litre plastik ve cam şişe, 2 litre plastik şişe ve teneke kutu, 5
lt’lik ve 10 lt’lik teneke kutu şeklinde satılıyor. Litre fiyatı 8 YTL.
ALYATTES ORGANİK
SIZMA
Zeytinyağı kulübü
kurmuşlar
Manisa’daki
Alyattes Organik Tarım Çiftliği’nin kurucusu Reşat Akkan. İşletme, sadece kendi
üretimi olan zeytinlerden elde edilen organik zeytinyağını üretiyor. İlk zeytin
fidanları 2001’de dikilmiş. Zeytin hasadı elle yapılıyor. Yere düşmüş taneler
kesinlikle üretime alınmıyor. Alyattes organik çiftliğinin zeytinyağları,
sofralık zeytinlerin eylül sonunda erken hasatıyla elde ediliyor. Zeytuni yeşil
renkte, berrak, yoğun meyve ve kekik aromalı bir zeytinyağı. Düşük asit ve
peroksit seviyesi var. 1.5 litresi 36 YTL. Şişeler İtalya’dan ithal. Alyattes
Zeytin ve Zeytinyağı Kulübü tarafından evlere siparişle gönderiliyor. Tel:
(216) 302 45 72 www.alyattes.com
KIRLANGIÇ NATÜREL
SIZMA
Tüm marketlerde
bulabilirsiniz
1953 yılında
Akhisar’da bir aile şirketi kimliği ile doğan Kırlangıç, 2001 yılından beri
Anadolu Grubu bünyesinde. Sızma zeytinyağı olarak dört alt markası bulunuyor.
Kırlangıç Gourmet, Kırlangıç Çökeltme, Kırlangıç Selection, Kırlangıç 0.5 asit
özel üretim. Listemize giren Kırlangıç Natürel Sızma, Ayvalık yöresinin
seçilmiş zeytinlerinden sıkılarak üretiliyor. Maksimum yüzde 0.8 asit oranı ile
kahvaltı, soğuk yemekler, salatalar ve mezelerde kullanılması tavsiye ediliyor.
500 ml. cam şişe ambalajı 6.5 YTL. 1 ve 2 litrelik pet şişe, 5 litrelik teneke
ambalajı da var. Türkiye genelindeki ulusal zincir mağazalarda ve bütün
marketlerde bulmak mümkün.
AYRICA:
http://www.bafatarim.com
Perakende satışımızı İstanbul-Kozyatağı ve Bafa'daki Fabrika Satış Mağazamızda yapıyoruz. İstanbul ve İzmir'den Milas-Bodrum'a Karayolu üzerinden gidenler Bafa Gölü'nü geçtikten sonra gelen Bafa Kasabası'nda fabrikamızı mutlaka fark edeceklerdir.
Bölgenin en kaliteli zeytinyağından almak isteyenler fabrikamıza mutlaka uğramalı, ürettiğimiz yağın farkını görmelidir.
Fabrikamızdan bir kez zeytinyağı almış olan, büyük kentlerde yaşayan 'gurme' müşterilerimiz ihtiyaçlarında marketlerde bulunan markalardan satın almak yerine fabrikamıza sipariş vermektedir.
İstanbul dışındaki şehirlerden gelen siparişleri kargo ile gönderebiliyoruz. Dileyen müşterilerimiz, 2013 yılından itibaren faaliyete geçen www.bafatarim.com adresinden ürünleri seçerek doğrudan satın alabilir, ödemeyi kredi kartı veya banka havalesiyle yapabilirler. Çok uygun kargo fiyatları ve kargo dahil ürün fiyatlarının yer aldığı alışveriş sitemizi mutlaka ziyaret edin. Kârlı çıkarsınız.
Kadıköy Kozyatağı'ndaki İstanbul Satış Mağazamızda da perakende satışlarımız sürmektedir.
Sipariş için:
İstanbul:
Tel: 0216 - 363 40 19
e-mail: istanbul@bafayag.com
Fabrika:
Tel: 0252 - 543 57 67/68
e-mail : info@bafayag.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder