11 Eylül 2011 Pazar

Korsan cd satıcısıyla diyaloglar... :D

Ankara'dan kalkıp istanbul'a hasbelkader yerleşmiş bulunan 3 erkek ev arkadaşı olunca, eve porno cd alımı en büyük ihtiyaçlardan biri oluyo haliyle. Yalnız bunu kapıya koyduğunuz ekmek torbasına "ramazan abi, bi gaste, bi süt, varsa bi de konulu yolla" notuyla yapamıyosunuz ne yazık ki. Görev dağılımı, iş bölümü gibi ilkel bi kabilenin bile rahatlıkla gerçekleştirebildiği mevhumlardaysa daha önceden kimsenin birebir satıcıyla diyalog kurmamış olmasından dolayı sıkıntımız var; ankara'da hep pornocu samimi bi arkadaş bulunmuş, zamanında tüm pornolar o zavallıcıktan alınmış ve hatta porno alımı dışında hiçbi diyalog kurulmamış, king oynarken karaye dahil edilmemiş, hor davranılmış. muhtemelen o ibnenin ahı tutuyo ve biz 3 erkek bir süre birbirimize çarpmamaya gayret ederek evde non stop ereksiyon halinde geziyoruz. bilhassa sabahları görülmeye değer durumdayız. ereksiyonun en kudretli anlarının yaşandığı o sabah saatleri kahvaltıya denk geliyo, "ibrahim, kaşarı uzatır mısın abi" diyorum, "dur lan fırlatıyım hehe" cevabıyla karşılaşıp, adamın taşşaklarının esnekliği ve boxer lastiğinin penis salınımını artırıcı fırlatış gücünden yararlanarak yaptığı bir nevi ilkel mancınıktan fırlayan kaşar dilimlerini hayranlıkla seyrediyorum. Age of empires'ta karakter olsak safi üçümüz bi kasabayı yerle bir eder, town center'a rahat gireriz çüklerimizden çıkan "doink doink" sesleriyle diye düşünerek huşu içinde gülümsüyorum.
Yeterince kaşar fırlatıp -ki boyutun hakkaten önemli olmadığı, önemli olanın fırlatış işlevi olduğunun birebir deneyle kanıtlandığı bu dönem hepimize huzur vermiştir- birbirimizi s.kmek dışında 3 pipiyle yapabileceğimiz her tür iğrençliği yaptıktan sonra konuya kesin çözüm getirmemiz gerektiği konusunda hemfikir oluyoruz: eve porno cd alınacak! Görev ilk olarak yavuz'a düşüyo. Yavuz, her ne kadar kendisinin "porno cd badak'ı" olduğunu iddia etse de görev görevdir diyerek, alıp bizi yanına bostancı çarşı'ya götürüyo. ilgiyle izliyorum yavuz'u. Sinsice cd satıcısına yanaşıyo, etrafındaki müşterilerin birer birer ayrılmasını beklerken "abi bak potemkin zırhlısıyla yurttaş kane var, alsak mı ben çok merak ediyorum" benzeri vizyonumuza ve misyonumuza tamamen aykırı cümleler kuruyo. İbrahim'in gözlerini pantolonuna kaydırarak "yavuz hşş çaktırmadan bak lan, zırhlının hasosu burda, hücumbot gibi oldum, kruvazer oldum hadi lan" deyişiyle beraber yavuz atağını yapıyo "eee şey abi...sen de şey var mı...film....eee....film ya...şey...mikili film??"......kısa bir sessizliği takiben, satıcının gözlerindeki yavşak bakışı yakalıyorum, gözleri bize "olum mikili ne lan ahahah en son 1988'de vhs kiralanırken söylenmişti o laf" diyo adeta. yavuz'un eline tutuşturuyo bi cd, "aşk gemisi" isminde, hemen parayı verip uzaklaşıyoruz. eve gelip koyuyoruz filmi, lakin eşşek sıpası "mikili" dediği için cd'ci muhtemelen elindeki en soft filmi veriyo bu çocuklar masum heralde diye düşünüp, bilmiyo tabi kahvaltı masasında kaşarlar uçuşuyo. filmin 1 sahnesinde 10 saniye kadar meme görünüyo, o kadar. hayır bi de konu bence gayet güzel, gayet duygusal; ben oturup izledim diye kınanıyorum sonra.
ilk deneme başarısızlıkla sonuçlandıktan sonra görev, ev encümeni kararıyla bana veriliyo. işin kalbine inmeyi istiyorum, kurumsal bi çalışma olsun, her akşam gidilen cheers tadında bi pornocu mekanımız olsun istiyorum. dolayısıyla seyyar satıcılardan ziyade bu işi hakkıyla yapan dürüst,kaliteli,mahalli esnaflara yöneliyorum (ühüü erotik shop lan işte evet) durum çok özetle şu oluyo: (bkz: yeni baslayanlar icin kadıkoy/@depeyi)
Sonunda ibrahim, birimizi tek memeye azan bi yeni ergen, bir diğerimizi ibne belleyince kontrolü eline almaya karar veriyo. ve ibrahim'den cd'ler akmaya başlıyo. rahibeler mi dersin, sekreterler, hemşireler mi dersin uzunca bi süre evde hemen hemen tüm sektörlere hitap edebilecek bi porno arşivi oluşuyo. yenibir.com oluyoruz adeta herbirimiz, kariyer.net oluyoruz. cd'ler kategorilere, kalitelere göre ayrılıyo. ankara'dan gelen konuklara özel ustalara saygı kuşakları düzenleniyo.kahvaltılar normale dönüyo. bundan sonra işin "merak" kısmı başlıyo. "olum eşşekli aldım bak" la başlayan süreçte artık masturbasyon hayatımıza katkısı bulunmayan ama "vay anasını neler varmış dünyada" diyerek birer belgesel edasıyla seyrettiğimiz filmler sezonu açılıyo. açılıyo açılmasına da, porno alımında sensei bellediğimiz ibrahim'in üşengeçliğinin başına iş açması da yakınlaşıyo.
Sevgili ibrahim meğer sen bunları şirketin hemen yakınında bulunan kavacık köprüsünden almasın mı? alsın. lakin adam o kadar çok cd almış durumdaki nerdeyse kanka olmuş satıcıyla. ve birgün geliyo....o kara perşembe akşamı...ibrahim mesaisinden patronu ve müdürüyle çıkıyo...hergün tek başına yürüdüğü o yolu bu defa o ikisiyle yürüyo...bi ürün lansmanı ve onun pazar araştırmalarıyla ilgili ciddi ciddi konuşuluyo, bu araştırmada ibrahim'in gösterdiği üstün performanstan ve boş olan bir üst müdür yardımcılığı kadrosuna en büyük adayın ibrahim olduğundan bahsediliyo...ta ki tam köprünün üzerindeyken...cd'cinin, ibrahim'in kariyerini bitiren o efsane sözüne dek....
- ibrahim abi, hehe, abi gruplu-köpekli getirdim abi sana, istiyodun ya hani....
ibrahim bi sigara yakıyo, başı öne eğik...sıkı bi nefes çekiyo...."gene de yenicem ulan seni istanbul! yenicem!" diye haykırıyo gözleri....
Yarramın başını yenersin ibrahim, başını....uzat hadi kaşarı uzat şurdan...

http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=korsan+cd+saticilariyla+diyaloglar&kw=&a=&v=&p=13  "depeyi" takma adlı kişinin ekşisözlük'ten alınma yazısıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder